13. İstanbul Bienali 14 Eylül – 20 Ekim tarihleri arasında 5 farklı mekanda sanatseverler tarafından ziyaret edilebilecek.
Fulya Erdemci Küratörlüğü ile “Anne, ben barbar mıyım?” konu başlığı altında gerçekleştirilecek 13. İstanbul Bienali sergileri, 14 Eylül-20 Ekim 2013 tarihleri arasında Antrepo No.3, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER, SALT Beyoğlu ve 5533’te yer alacak.
Lale Müldür’ün şiirinden alınan “Anne, ben barbar mıyım?” başlığı adı altında yapılacak olan 13. İstanbul Bienali, politik bir forum olarak kamusal alan fikrine odaklanacak. Bienalde sanat aracılığıyla “kamusallık” kavramını yeniden düşünme imkânı yaratmayı, yeni düşünce ve hayal gücü kanalları açmayı ve tartışma zemininin yaratılmasına katkıda bulunmayı hedefleyen işler yer alacak.
13. İstanbul Bienali sergileri kentsel kamusal mekânlara müdahalede bulunan pek çok proje içermesi planlanırken, sergiler, alınan küratöryel karar doğrultusunda iç mekânlarda gerçekleştirilecek.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 13. İstanbul Bienali, 2007-2016 sponsoru Koç Holding’in desteğiyle gerçekleştiriliyor.
Küratör Fulya Erdemci’nin açıklaması
“13. İstanbul Bienali için, Gezi Parkı, Taksim Meydanı, Tarlabaşı Bulvarı, Karaköy ve Sulukule mahallesi gibi kentteki en tartışmalı -ve de bienalin varlığıyla soylulaştırma tehlikesi olmayan- kentsel mekânlara odaklanmıştık. Gezi olaylarının öncesinde kentsel kamusal mekânlara müdahale eden pek çok proje gerçekleştirmeyi planlamıştık. Ama vatandaşlarının özgür ifadelerine izin vermeyen otoriteden alacağımız izinle sokaklarda sanat projeleri gerçekleştirmenin ne demek olduğunu sorguladığımızda, bağlamın tamamen değişerek bu projelerin ortaya çıkış nedenlerini ötelediklerini gördük. Bu açıdan, kamusal alan sorunsalını irdeleyen bu projeleri bu koşullarda gerçekleştirmenin onların varlık nedenleri ile çelişebileceğine karar verdik. Ve bu doğrultuda gerçekleştirilmemelerinin daha anlamlı bir öneri olduğuna kanaat getirdik ve kentsel kamusal mekânlardan çekilme kararı aldık.
Gezi’den önce sergiyi yapılandırdığım sırada, sokaklarda gerçekleşen spontane ya da protest sanatsal eylem ve performansları sipariş etmek veya sergiye dâhil etmek gibi bir niyetim yoktu; çünkü bu tür sanatsal müdahalelerin karşı durdukları ya da sorguladıkları kurumsal çerçeve tarafından ehlileştirilmemesi gerektiğini düşünüyordum. Öte yandan, bu tür çalışmaları belirli bir çerçevenin içine sokmadan ve sermayeleştirmeden onlara işaret etmenin mümkün olduğu kanısındaydım. Buradan hareketle, kentsel kamusal mekânlardan çekilerek, yani varlığı yoklukla imleyerek, Gezi direnişiyle birlikte açılan özgürlük alanına, yaratıcı ve katılımcı eylem ve forumlara katkıda bulunabileceğimizi düşünüyorum.
Kentsel kamusal mekânlardan çekilmemiz, mekân konusunda önemli bir soruna da yol açtı ama ARTER ve SALT Beyoğlu gibi sanat kurumlarıyla ve 5533 gibi bir sanatçı inisiyatifiyle kısa süre içinde işbirlikleri geliştirerek, bu sorunun üstesinden gelebildik. Ayrıca, kamusallık kavramını yeniden düşünmeyi öneren bu bienalin herkese açık olmasını baştan beri arzu ediyorduk. Ama Gezi sonrasında kentsel kamusal mekânlardan çekilme kararıyla, kavramsal çerçeveyle örtüşen bir kamusallık yaratabilmek adına bienalin bu edisyonunu ücretsiz yapmayı başardık. “
14 Eylül Cumartesi günü kapılarını açacak 13. İstanbul Bienali sergi mekânları, 16 Eylül Pazartesi hariç, Pazartesi günlerinde kapalı olacak. Bienal sergi mekânları, 10.00-19.00 saatleri arasında gezilebilecek.