
Dünyanın en prestijli edebiyat ödülleri arasında sayılan Man Booker Ödülü’nün bu yılki kazananı “Milkman” adlı kitabıyla İrlandalı yazar Anna Burns oldu. Burns, ödülünü Londra’da düzenlenen bir törenle Prens Charles’ın eşi Cornwell Düşesi Camilla’nın elinden aldı.
İngiliz Milletler Topluluğu veya İrlanda Cumhuriyeti vatandaşı olan yazarların İngilizce olarak kaleme aldıkları eserlere verilen Man Booker Ödülü, ilk kez Kuzey İrlanda’dan bir yazara verildi. Belfast doğumlu 56 yaşındaki Burns, böylelikle 50 bin sterlin değerindeki ödülün sahibi oldu. Burns, kazandığı para ödülüyle “borçlarını ödeyeceğini, geri kalanıyla geçineceğini” ifade etti.
Ödüle bu yıl toplamda 171 eser başvurmuştu. Bu sayı Man Booker Ödülü’nün 50 yıllık tarihinin en yüksek sayıda başvurusu. Booker jüri üyelerinden felsefeci Kwame Anthony Appiah, kitabın “orijinal” olduğunu belirterek “Daha önce hiçbirimiz böylesine bir şey okumadık,” ifadelerini kullandı.
“Anna Burns’ün tamamıyla özgün sesi; şaşırtıcı ve sürükleyici düzyazı bağlamında geleneksel düşünmeye ve biçime meydan okuyor. Bu, içe işleyen mizahla birbirine bağlanan gaddarlığın, cinsel sınırların aşılmasının ve direncin hikayesidir.”
“Milkman” hakkında
Milkman, 2018 Man Booker Ödülü’nü kazanan İrlandalı yazar Anna Burns’ün üçüncü kitabı. Burns’ün Little Constructions ve Orange Ödüllü No Bones adında iki kitabı daha bulunuyor.
Burns’ün karanlık, deneysel romanı Milkman, Kuzey İrlanda’daki etnik milliyetçi çatışmalar döneminde milkman (sütçü) olarak adlandırılan paramiliter bir figür tarafından taciz edilen 18 yaşındaki isimsiz bir kızın dilinden anlatılıyor. Kitap, şehirde yaşayan kitapçı genç bir kadının yaşlı ve güçlü bir adam tarafından taciz edilmesini ve bu adam tarafından bastırılan komşuların acımasız tavırlarına maruz kalmasını anlatıyor. Burns, kitabında gücün kötüye kullanılmasını ve dedikodunun zararlı etkilerini vurguluyor. Kitapta karakterlerin isimlerinin olmaması, sadece “milkman” gibi ifadelerin kullanılması da ayrıca dikkat çekiyor.