
Kitapta ilk hissedilen her dönem görülen gericiliğe karşı kitapların daima savunmasız kalması ve karanlığa gömülmek zorunda kalışı. Her dönem aynı şeylerin yaşandığını görmek bir yandan üzerken bir yandan kitap avcılarının keşifleri sayesinde umut aşılıyor

Kitapların kopya edilmesi, ciltlenmesi, papirüslerden kâğıda geçiş hatta kitap kurtları hakkında bilgiler “Sapma”da mevcut. Bunların yanı sıra kütüphaneciliğin gelişimi, özellikle halk kütüphanelerinden belli sınıfların tekeline geçen kütüphanelerin değişimini yine kitapta bulmak mümkün. Felsefi ve tarihi bilgilerin yanı sıra kitap avcıları ve kitaplar eserin temel konusu ve bunlara dair ayrıntılı bilgi edinmeniz de kitabın diğer olumlu özelliklerden.
Kitabın titiz bir araştırmanın ürünü olduğu kesin ve sonundaki kaynakça okuyucuyu tatmin edecek genişlikte. Yazar sadece kitap avcısını ve keşfini incelemekle yetinmiyor. Yorum yapmaktan da geri durmuyor ve kitabını basitleştirmekten de kaçınmıyor. Şiirin keşfinden sonra maddeler halinde açıklıyor “Evrenin Yapısı”nı. Lucretius’un temel felsefesini irdeliyor ve sonrasında kimlere etki ettiğini yorumlamaya başlıyor.
Kitabın yetkinliğini ve kalitesini bir yana bırakırsak tarihe dair bir okumadan öte kitabının amacını, daha doğrusu neye hizmet ettiğini de düşünmek gerektiği kanısındayım. Kitapta ilk hissedilen her dönem görülen gericiliğe karşı kitapların daima savunmasız kalması ve karanlığa gömülmek zorunda kalışı. Her dönem aynı şeylerin yaşandığını görmek bir yandan üzerken bir yandan kitap avcılarının keşifleri sayesinde umut aşılıyor.
Öte yandan kitap, modern Batı’nın kuruluşunun ve yükselişinin Antikçağ’daki birikime yeniden kavuşulmasıyla sağlandığını ifade ediyor. Yani köklerini Roma’da ve esasında Antik Yunan’da yeniden buluyor. Batı’nın kendini yeniden kutsamasından, medeniyetin beşiği olarak görmesinden ve her zaman dayatılan bu düşüncenin pekiştirilmesinden öteye gitmeyen bir görüşün ürünü olarak da düşünebilirsiniz. Her iki yönüyle de “Sapma” okuyucusunu bekliyor.
(Sapma- Medeniyetin Seyrini Değiştiren Keşfin Öyküsü, Stephen Greenblatt, Can Yayınları, Çev: Suat Ertüzün, 264 s.)