
“Peri masalları çocuklara ejderhaların gerçek olduğunu anlatmaz. Çocuklar onların var olduğunu zaten bilir. Peri masalları çocuklara, ejderhaların da yenilebileceğini anlatır.”
– G.K. Chesterton
HOMBRE

MASAL MASAL MATİTAS
Beni bazı kolaycı yaklaşımlar zaman zaman rahatsız ediyor. Yazarın belirttiği Hansel ve Gratel’in “haneye tecavüz, yamyamlık, cinayet, hırsızlık” gibi verilerine dikkat çekmek, bunları yazmak, istediğiniz meselelere yaymak kolaydır. Esas olan, Hansel ve Gratel’deki, edebi anlamda, korku yazınındaki “çaresizlik” duygusunun nasıl su yüzüne çıkartıldığına ve modern zamanın zombi öykülerinden tutunda, apokaliptik bilim-kurgudaki “çaresizlik” hissine nasıl ön-ayak teşkil ettiğine, dolayısıyla “çaresizlik” duygusuna duyulabilecek özlem veya nefrete dikkat çekmektir. Yine yazarın değindiği, rızası dışında öpülen ölü Pamuk Prenses’in karşısında dehşete kapılmamız gerekirken hissettiğimiz romantik duygular üzerinden masalın gücüne göndermeler veya övgüler de yine kolaycı bir yaklaşımdır.
Asıl olan, meseleyi oradan Erich Fromm’un “Sevginin ve Şiddetin Kaynağı” (1964) kitabında ele aldığı nekrofiliye taşıyarak, karşılaştırma yapabilmektir. Yani, örnekte değindiğim gibi nekrofilinin psikolojideki yerinden emin olmadan, karşısında “dehşete düşmek” tanımlamasına indirgeyerek, masalın ergen ve yetişkin yaşantısındaki psikolojik açılımını yapmak, oldukça havada kalan bir çabalamadır. Bu örnekleri çoğaltmak elbette mümkün ancak unutmamamız gereken bütün bu incelemeleri Melek Özlem Sezer’den beklemenin haksızlık olacağıdır. Masallara sırtını dönen okuru (sadece masallara değil elbette, bu sorun, hayal gücünün bütün eserlerine sırtını dönen tüm okurları kapsar) yeniden masallarla buluşturduğu, masallara farklı bakış açılarının yolunu açtığı için ona teşekkür borcumuz var. Okuması ve üzerine düşünüp tartışması bir hayli zevkli olan bu antolojiyi kaçırmamanızı öneririm.