Ayvasıllı Dokuz Esir
Güneşli bir gündü
1963 yılı
26 Aralık Perşembe.
Güneşli bir gündü
Kıbrıs adasının
Ayvasıl köyünde..
Köy meydanında
Bağlanmış dokuz esir.
Ayşe İbrahim on yaşında.
Yavrucuk bir ceylan gibi
Bakınır korkak korkak,
Bakınır çevresine..
Geceliği ile alıp getirmişler
Ayakları çıplak
Üşümüş Ayşecik
Sokulur ninesine..
Ninesi Ayşe Hasan
Altmış yaşında..
Beyaz başörtüsü içinde
Şişmiş uykusuz gözleri,
Renk yok yüzünde
Ve dudakları
Oynayıp durur biteviye..
Zavallı kadın
Bildiği bütün duaları
Okur çaresiz;
Elleri bağlı
Ellerini açamaz gökyüzüne..
Az ötede
Üç genci bağlamışlar birbirine..
İşte en uzunu
Ömer Hasan Ondokuz yaşında.
Kıbrıs Türk Lisesi mezunu.
Nasılda belli yüzünde
Çektiği korkunç acı;
İkinci genç Mehmet Hasan
Onyedi yaşında bir boyacı.
Kardeşiydi Ömer’in.
Ve Hüseyin Cemal üçüncüsü,
İmtihan kazanıp Atatürk Enstitüsü;
Türkiye’ye gidip okudu,
Bu yıl bitti Sanat Okulu,
Tozpembe ümitlerle
Döndü köyüne,
Nerden bilsin Hüseyin,
Böyle düşüp gavurların eline
Köy meydanında bağlanacağını,
Rüyada görse inanmazdı..
İşte diğer esirler…
Mehmet Ali Ömer,
Elli Yaşında..
Mustafa İsmail : kırk
Ve yetmişlik ihtiyar
İsmail Mustafa..
Hayır bitmedi daha;
Son esirin adı Mehmet Hasan.
Yaralanmış bir dipcikle,
Kan içinde saçsız başının tepesi,
Mehmet Hasan seksen yaşında
Ömer’le Mehmet’in dedesi..
Köy meydanında
Bağlanmış dokuz esir.
Ayvasıl köyünde sabah oldu,
Gün ışığı aydınlattı damları..
Oğlum Savaş,
Bundan sonra olanları
Anlatması güç..
Bir traktöre bağlandı dokuz esir
Ve başladı hazin bir yolculuk
Köy sokaklarında
Taşlara çarpa çarpa..
Bir traktörün arkasına
Bağlanmış dokuz kişi;
Ne kadın dinlediler, ne ihtiyar, ne çocuk
Sürüklediler kahkahalarla
Leş kargaları,
Sürüklediler kahkahalarla..
Dokuz suçsuz insanı.
Türk mezarlığına kadar.
Silah tehdidi altında
Gençlere kazdırıldı büyük bir çukur,
Kazdırıldı Mehmet’le Ömer’e,
Kazdırıldı Mustafa’yla Hüseyin’e
Kendi mezarları..
İlkin Ayşecik vuruldu,
Elleri bağlı Ayşeciğin,
Ayşecik on yaşında,
Ayşecik getirildi çukurun başına.
Rum itlerinden biri,
Dayadı küçük kızın ensesine tüfeği
Ve tetiği çekti
Acımadan..
Vurdular sıra ile
Elleri bağlı ihtiyarları.
Vuruldu Ayşe Hasan
Vuruldu Mehmet’le Ömer,
Vuruldu Mustafa’yla Hüseyin..
Gavurlar
Vahşi hayvan gibiydi.
Gözlerinde parıl parıl kin
Vurdular hepsini
Vurdular seksenlik ihtiyarı
Vurdular Ömer’le Mehmet’in dedesini.!
Elleri bağlı üstüste ölüler
Çukurun içindeler…
Elleri bağlı üstüste
Gömüldüler…
Kıbrıs Adası’nın
Ayvasıl Köyü’nde…
(Bir Şahlanışın Destanı – Oğlum Savaş’a Mektuplar)
NOT: Özker Yaşın’ın “‘Ayvasıl’lı Dokuz Esir” adlı şiiri Ayvasıl, Erenköy, Baf ve Arpalık’ta, Geçitkale ve Boğaziçi’nde (1967) çocuk, yaşlı hunharca öldürülenlere yakılmış bir ağıttır. Ayvasıl’da ninesi ile birlikte öldürülen küçük Ayşe İbrahim’in (10 yaşında) hazin öyküsü de bu dizelerde dile gelir.
Kaynak: (Ilmi Araştırmalar 15, İstanbul 2003 – ‘SAVAŞ – ÇOCUK’ İLİŞKİSİNİN KIBRIS TÜRK ŞİİRİNDEKİ YANSIMALARI – Emel Kefeli)
Kıbrıs şiirleri için tıklayınız.