2023/09/27

cadilar-bayrami

Her ne kadar bizim kültürümüzde olmayan bir olgu da olsa, korku filmi tanıtmak için güzel bir fırsat olduğunu düşündüğüm cadılar bayramı özel yazımla sizlere farklı türlerdeki korku filmlerinden bahsedeceğim. Tabii ki bütün türleri anlatmam çok uzun süreceğinden, belli başlı türleri ele alacağım. Bütün filmleri anlatmamsa tahmin edebileceğiniz gibi imkansız. Fakat elimden geldiğince eski ve kültleşmiş korku filmlerinden, yeni ve modernleşmiş korku filmlerine kadar çeşitli alt türlerden bazı filmleri kısaca tanıtacağım. Hatta lafı daha fazla uzatmayarak tanıtımlara başlıyorum.
 
1. Slasher
Sanırım alt türlerden en çok gelir getiren korku filmleri “slasher”lardır. Slasher türünün özelliklerinden en önemlisi ortada psikopat bir seri katilin dolaşmasıdır. Bu katil filmdeki karakterleri takip eder ve teker teker öldürür. Genelde öldürmek için kullandığı kesici bir aleti vardır. Yani silah gibi anında ölüm yaşatan şeyleri kullanmak yerine, kanlı, dehşet verici ve uzun süren ölümleri tercih ederler. İnsanların beğenisini kazanan slasherlar, genelde seri haline getirilirler. Bu türün en bilinen filmleri A Nightmare On Elm Street (Elm Sokağı Kabusu), Halloween, Urban Legend (Gerçek Efsaneler), I Know What You Did Last Summer (Ne Yaptığını Biliyorum), The Hills Have Eyes (Tepenin Gözleri), Friday The 13th (13. Cuma) ve Scream (Çığlık) gibi serileridir.
 A Nightmare On Elm Street (Elm Sokağı Kabusu)
 
Kurbanlarını rüyalarda avlayan meşhur seri katil Freddy Krueger’ın ortaya çıktığı ilk film 1984’te çekilmiştir. Filmde Johnny Depp de oynamaktadır ve kendisinin oynadığı ilk filmdir.nightmare-on-elm-street
Elm Sokağı’nda yaşayan bir grup arkadaş, geceleri hep aynı rüyayı görmektedir. Parmaklarının yerinde bıçaklar olan korkunç görünümlü biri onları kovalamaktadır. Bir gün içlerinden biri uykusunda vahşice öldürülür. Bunun üzerine rüyalarında gördükleri şeyin, gerçekte de olduğunu keşfederler. Aynı sondan kurtulmalarının tek yolu ise uyumamaktır. Mümkün olduğu kadar uyumayarak olayların nedenini araştırmalı ve Freddy Krueger’dan kurtulmanın bir yolunu bulmalıdırlar.
 Halloween
John Carpenter’ın yönetmenliğindeki Halloween, 10 film uzunluğundaki bir  seriye dönüşmüştür. Bu serinin ünlü katiliyse kendine özgü beyaz bir maskesi ve elindeki bıçağıyla Michael Myers’tır.
hallowen
Filmin başlangıcında Michael Myers 6 yaşındadır. Ablasını evlerinin oturma odasında erkek arkadaşıyla öpüşürken görür. Daha sonra birlikte üst kata çıkarlar ve ablasının odasının ışığı söner. Michael yavaşça mutfağa gider ve bir bıçak alır.
Ablasının erkek arkadaşı gittikten sonra, Michael odaya girer ve ablasını ölünceye kadar tekrar tekrar bıçaklar. Eve döndüklerinde bu manzarayla karşılaşan ailesi, onu bir akıl hastanesine yatırır. 15 yıl sonra Michael, akıl hastanesinden kaçmayı başarır ve evlerinin olduğu yere geri döner. Şimdi Laurie adındaki bir kızı ve arkadaşlarını takip etmektedir. Peki bu takip tesadüf müdür?
 
Daha önce A Nightmare On Elm Street ile slasher türünü ölmekten kurtaran yönetmen Wes Craven, Scream’i çektiğinde türü ikinci defa hayata döndürdü.
 scream
Annesinin ölümünün üzerinden bir yıl geçen Sidney, bu sefer de bir arkadaşının ölümüyle sarsılır. Casey evinde yalnızken telefonu çalar. Telefonu açtığında karşısındaki ses en sevdiği korku filmini sorar. Başta arkadaşlarının şaka yaptığını sanan Casey, hayalet maskesi takan biri tarafından vahşice öldürülür. Olayın üzerinden çok zaman geçmeden Sidney de  aynı telefon konuşmasına maruz kalır ama kurtulmayı başarır. Sidney, arkadaşları ve polis şimdi maskeli katilin peşindedir. Onunsa durmaya hiç niyeti yoktur. Teker teker öldürdüğü kurbanlarını aşarak Sidney’yi de aynı sona sürüklemeye çalışacaktır.
 
2. Splatter (Gore)
Bu alt tür, aşırı kanlı sahnelerle insan vücudunun ne kadar hassas olduğunu gösterir. Görsel olarak tam bir vahşet filmidir. Uzuvların kopması, bağırsakların ortaya çıkması, kafanın kesilmesi, gözlerin çıkarılması gibi işkence içeren uç sahnelerle doludur. Yani izlemek için sağlam bir mideye gereksinim vardır. Bu türe en güzel örneklerse Saw (Testere), Hostel (Otel), The Texas Chainsaw Massacre (Teksas Katliamı), Martyrs (İşkence Odası), Frontière(s) (Sınırda), The Midnight Meat Train (Dehşet Treni), À L’intérieur (İçerde), The Human Centipede, Wes Craven’ın 2009’da tekrar çekimini yaptığı The Last House On The Left (Soldaki Ev) ve yine tekrar çekimi yapılmış olan I Spit On Your Grave (Mezarına Tüküreceğim) olarak gösterilebilir.
 
martyrs10 yaşındaki Lucie kaçırılır ve işkenceye maruz kalır. Küçük kız bulunduğunda hiçbir cinsel taciz izine rastlanmaz ve yaşadığı travma yüzünden olanları da hatırlamaz. İşkencecilerinin amaçları bir gizem olarak kalır.
15 yıl sonra Lucie ıssız bir yerdeki bir eve gider ve son derece normal görünen, normal hayatlarını sürdürmekten olan bir aileyi av tüfeğiyle öldürür. Daha sonra çocukluk arkadaşı Anna’yı arayarak nihayet küçüklüğünde kaçırılmasından ve işkence görmesinden sorumlu kişileri bulduğunu ve hepsinin öldürdüğünü söyler. Cesetleri gömmesi için de yardım ister. Anna oraya geldiğinde dehşete düşer. Lucie’nin öldürdüğü kişilerin belki de yanlış kişiler olabileceğini düşünür. Daha sonra vurulanlardan anneni hala yaşadığını farkeder. Kaçması için yardım etmeye çalışır. Fakat Lucie onları görür ve anneyi öldürür. Lucie tekrar saldırıya uğradığını söylediğindeyse Anna’nın gördüğü tek şey, Lucie’nin kendi kafasını duvara vurması ve bir bıçakla kendini yaralamasıdır.
 The Midnight Meat Train (Dehşet Treni)
 
Clive Barker’ın aynı isimli kısa hikayesinden uyarlanan film, Japon yönetmen Ryuhei Kitamura tarafından çekilmiştir.midnight-meat-train Japon yönetmen demişken, gore türünün Japon sinemasında önemli bir yer kapladığını da belirtmek isterim.
Leon, geceleri metro istasyonuna gidip, fotoğraf çeken bir fotoğrafçıdır. Gece yarısı ortadan kaybolan insanlarla ilgili bir araştırma yapar. Araştırması onu Mahogany isimli bir kasaba yönlendirir. Bu kasap, gece yarısı metrosuna binerken, Leon da onu takip etmektedir. Mahogany son metrodaki insanları öldürür ve kancalara asar. Peki Leon burdan kaçabilecek midir?
3. Komedi Korku
Bu türdeki filmler korku ve komedi filmlerinin birleşmesiyle oluşur. Normalde korku filmlerinde olmayan bir özellik sunar ve izleyicinin kendi korkularına gülmesini sağlar. Bazı filmler sadece korku elementlerini kullanarak güldürmeye çalışsa da, bazıları da bir sahnede güldürüp, bir sonraki sahnede korkutmayı deneyebilir. Bu türdeki filmlere örnek olarak Braindead, Beetlejuice (Beterböcek), Shaun Of The Dead (Zombilerin Şafağı), Tucker & Dale vs Evil ve An American Werewolf In London (Kurt Adam Londra’da) gösterilebilir.
Beetlejuice (Beterböcek)
 
Tim Burton yönetmenliğindeki bu eğlenceli filmin oyuncuları Alec Baldwin, Geena Davis, Catherine O’Hara, Jeffrey Jones, Winona Ryder ve Michael Keaton. Dönemin unutulmaz filmi Beterböcek’in müzikleriyse Harry Belafonte imzalı ve yine unutulmayan cinsten. En iyi makyaj Oscar ödülünün de sahibi olan Beterböcek, izlediyseniz tekrar, hala izlemediyseniz de artık izlemeniz gereken bir film.
 Beetlejuice-beterbocekBarbara ve Adam Maitland tatillerinden geri dönerken kaza geçirir ve ölürler. İlk başta bunun farkında olmayan çift, evlerine döndüklerinde içerde başka insanların olduğunu farkederler. Aceleyle tavan arasına kaçtıklarında orda beliren “Yeni Ölmüşler İçin El Kitabı” ve aynadaki olması gereken yansımalarının olmaması, ölü olup olmadıklarını sorgulamalarına ve acı gerçekle yüzleşmelerine sebep olur. Yaşam sonrası dosyalarıyla ilgilenen Juno, bu evde 125 yıl kalmaları gerektiğini ve yeni taşınmış olan aileyi istemiyorlarsa, onları korkutarak kaçırmanın kendilerine kaldığını söyler. Fakat korkutarak kaçırma denemeleri başarısız olur. Bunun üzerine Juno’nun uyarısına rağmen evdekileri korkutup kaçırmak için Beetljuice’u tutarlar.
 
Shaun Of The Dead (Zombilerin Şafağı)
 
2004 yapımı İngiliz zombi komedi filmi Shaun Of The Dead’in başrollerinde Simon Pegg ve Nick Frost bulunuyor. Eleştirmenler ve sinema severlerden aldığı yüksek notlarla başarıya ulaşan film, BAFTA’ya da aday gösterilmiştir.
 shaun-of-the-dead
Shaun, hayatı hiçbir yere gitmeyen bir satıcıdır. Kendisinden genç olan iş arkadaşlarından saygı görmez, üvey babasıyla ilişkisi sallantıdadır ve zamanının çoğunu yakın arkadaşı Ed’le geçirmektedir. Shaun ve sevgilisi Liz tek başlarına hiçbir şey yapmazlar. Ne zaman bir şey yapmak isteseler yanlarında Shaun’un arkadaşı Ed ve Liz’in ev arkadaşları David ve Dianne vardır. Bu yüzden Liz sosyal hayatlarından da memnun değildir ve Shaun bir sürü sorunu yetmezmiş gibi, bir de bununla uğraşmak zorunda kalır. Fakat asıl sorunun kapının eşiğinde olduğunun farkında değildir. Zombiler herkesi yemek için ayaklandığında, Shaun ve arkadaşları hayatları için savaşacaklardır.
4. Gotik Korku
Korku ve romantizmin birleştiği bir tür olan gotik korku, 20’li ve 30’lu yıllardan beri kullanılmaktadır. O yıllardaki filmlere örnek olarak The Phantom Of The Opera (Operadaki Hayalet), Dracula ve Frankenstein’ı gösterebiliriz. Modern gotik korku filmlerine örnek olaraksa Sleepy Hollow (Hayalet Süvari), Interview With The Vampire (Vampirle Görüşme), Underworld (Karanlıklar Ülkesi) serisi, From Hell (Cehennemden Gelen), The Woman In Black (Siyahlı Kadın) ve Låt Den Rätte Komma In (Gir Kanıma) gösterebilir.
Sleepy Hollow (Hayalet Süvari)
Washington Irving’in kısa hikayesinden uyarlanan filmin yönetmeni Tim Burton. Oyuncu kadrosuysa Johnny Depp, Christina Ricci, Michael Gambon, Jeffrey Jones ve Christopher Walken gibi isimlerden oluşuyor.
 sleppy-hallow
1799 yılında geçen filmde, Ichabod Crane 24 yaşında bir polis memurudur. Amiri, Crane’i Sleepy Hollow, New York’un küçük bir kasabası olan Westchester County’ye, bir dizi cinayeti araştırması için gönderir. Kurbanların hepsinin kafası vahşice kesilmiştir. Crane otopsi ve parmak izi gibi o zamanlar için sorgulanabilir teknikleri kullanarak olayı çözmeye çalışmak istemektedir. Fakat kasabanın yaşlıları boşuna uğraştığını, katilin kanlı, canlı bir insan olmadığını, aksine kafası olmayan, geceleri mezarından çıkıp kocaman siyah bir ata binen doğaüstü bir savaşçı olduğunu söylerler. Crane söylenenlere fazlasıyla kuşkucu yaklaşsa da, her şeyin doğru olduğunu öğrenmesi için çok fazla zaman geçmeyecektir.
Låt Den Rätte Komma In (Gir Kanıma)
2008 İsveç yapımı olan filmin yönetmeni Tomas Alfredson’dur. John Ajvide Lindqvist’in 2004’te yazdığı aynı adlıLåt-Den-Rätte-Komma-in-gir-kanima romanından uyarlanmıştır. Film bütün dünyada sesini duyurmuş ve 2010’da Amerika’da tekrar çekimi yapılmıştır. Amerikan yapımı da, orijinali gibi beğenilmiştir. Fakat şahsi görüşüm olarak orijinalinin daha güzel olduğunu belirtip, onu izlemenizi tavsiye ederim.
12 yaşında ve yaşıtları tarafından ezilen bir çocuğun, Blackeberg, Stockholm’deki vampir olan bir başka çocukla arkadaşlığını konu alan film, 80’lerin başlarında geçiyor. Oskar akşamları zamanını kendisini ezenlerden intikamını aldığını düşleyerek geçirir. Bir akşam karşısına soluk teniyle Eli çıkar. Eli her ne kadar arkadaş olamayacaklarını söylese de, ikili gittikçe yakınlaşır. Oskar artık ona aşık olmuştur. Bir süre sonra Oskar, Eli’nin soluk teninin ve sadece akşamları dışarı çıkabilmesinin sırrını öğrenir. Fakat bu, ilişkilerinin sonu olmayacaktır.
 
5. Zombi Filmleri
Nedeni belli olmayan bir salgın ya da bir virüs sonucu öldükten sonra dirilen cesetlerin, insanları yiyerek beslenmesi ve ısırdığı insanları da zombiye dönüştürmesinden doğan kaosu anlatan korku film türüdür. Zombi filmi diyince ilk akla gelen isimse yönetmen George A. Romero’dur. Bu türdeki filmlere örnek olarak Dawn Of The Dead (Ölülerin Şafağı), Day Of The Dead (Ölülerin Günü), 28 Days Later (28 Gün Sonra) serisi, I Am Legend (Ben Efsaneyim), Rec ve Night Of The Living Dead (Yaşayan Ölülerin Gecesi) gibi filmler gösterilebilir.
Night Of The Living Dead (Yaşayan Ölülerin Gecesi)
 
night-of-the-living-deadGeorge A. Romero’nun yönetmenliğinde, bağımsız bir korku filmi olan Night Of The Living Dead, 114.000 dolara çekilmiş ve Amerika’da 12 milyon dolar, dünya çapında 18 milyon dolar gelir getirecek başarıya sahip olmuştur.
Düşen bir uydudan yayılan radyasyon sonucunda ölüler mezarlarında kalkmış ve yaşayanları yiyerek beslenmek istemeye başlamıştır. Bir grup insansa eski bir çiftlik evine saklanıp, olan biteni anlamaya ve hayatta kalmaya çalışır.
28 Days Later (28 Gün Sonra)
 
Ünlü yönetmen Danny Boyle tarafından çekilen İngiliz zombi filmi 28 Days Later başarılı bir film olmuş ve devam filmi 28 Weeks Later da çekilmiştir. Hatta çizgi romanı bile basılmıştır.
28-days-later
Cambridge’deki laboratuvarında şempanzeler üzerinde çalışan bir bilim adamı, onlara “Rage” adını verdiği çok bulaşıcı bir virüs vermiştir. Bir grup hayvan hakları savunucusuysa onları serbest bırakmak için gizlice laboratuvara girmek ister. Bilim adamının uyarısına rağmen kafesleri açan hayvan hakları savunucuları, bütün İngiltere’yi kaosa sürükleyecek olayları başlatmış olurlar. Bu olaydan 28 gün sonra, virüs bütün İngiltere’ye yayılır. Tam o gün girdiği komadan uyanan Jim, kendisini terk edilmiş bir hastanede bulur. Başka insanları bulmak için dolaşmaya başlayan Jim, Londra’nın kimsesiz kaldığını görür. Neler olduğunu anlamaya çalışırken insan yiyen zombilerle karşılaşır ve hayatı pahasına kaçmaya başlar. Jim’i zombi sürüsünden Selena ve Mark kurtarır. Şimdi hepsi beraber bir yolunu bulup hayatta kalmak ve birbirlerini korumak zorundadır.
 
6. Animasyon Korku
Animasyon korku filmleri genelde biraz da çocuklara yönelik olduğundan içinde daha az korku unsuru bulundururlar, daha çocuksudurlar ve daha çocuksu korkulara yöneliktirler. Ama tabii ki kandan ekranın görünmediği türleri de yok değil. Bu filmlere örnek olarak da The Nightmare Before Christmas (Noel Öncesi Kabusu), Corpse Bride (Ölü Gelin), Coraline (Koralin), Monster House (Canavar Ev), hala sinemalarda olan ParaNorman ve haftaya gösterime girecek Frankenweenie’yi gösterebiliriz.
The Nightmare Before Christmas (Noel Öncesi Kabusu)
 
Tim Burton’ın yazdığı ve yapımcısı olduğu, fakat başka sözleşmeleri olduğundan yönetmenliğini Henry Selick’e bıraktığı The Nightmare Before Christmas, bir stop-motion animasyon filmidir. Disney filmi “çocuklar için çok karanlık ve çok korkunç” bulduğundan, Touchstone Pictures markaları altında yayınlamışlardır. Müzikleri Danny Elfman tarafından yazılmış, seslendirmeleriyse Danny Elfman dahil olmak üzere Chris Sarandon, Catherine O’Hara, William Hickey, Ken Page ve Glenn Shadix gibi isimler gerçekleştirmiştir. Temasıyla da tam cadılar bayramına uygun filmdir.
the-nightmare-before-christmas
Hikayenin başlangıcında bütün bayramlar için ayrı ayrı kasabaların olduğunu ve burda yaşayanların o bayramları gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu öğreniriz. Bizim hikayemizse cadılar bayramını gerçekleştirmekle yükümlü olan Halloween Town’da geçer. Halloween Town deforme olmuş canavarları, hayaletleri, cadıları, vampirleri ve kurt adamları bulunan bir kasabadır. Jack Skellington ise bu kasabanın kralıdır. Her yıl cadılar bayramını kutlamaktan sıkılan Jack, yalnız kalmak için ormanda yürüyüşe çıkar. Fakat yanlışlıkla Christmas Town’a açılan bir portalı çalıştırır ve kendisini orda bulur. Olanlara anlam vermeye çalışan Jack, gözlerine inanamamaktadır. Christmas Town’da her şey çok harika görünür ve Halloween Town’a döndüğünde aklında sadece şu vardır: Bu sene noeli kendisi ve halkı gerçekleştirmelidir. Kasabadaki herkese bunu anlatır ve ikna eder. Noel Baba’yı da kaçırarak yerine geçecek olan Jack, insanlar için harika bir şey yaptığını düşünür. Gerçeği öğrenmesiyse biraz zaman alacaktır.
Hikayesi, karakterleri, müziği, seslendirmesi, atmosferi, görseli ve hayranlık uyandıran yönetmenliğiyle kaçırılmaması gereken bu film, benim de favori animasyon filmim.
 
Coraline (Koralin)
 
Neil Gaiman’ın aynı adlı romanından uyarlanan bu film de yine Henry Selick imzalı ve Oscar, Altın Küre gibi ödüllere de aday gösterilen bir stop-motion animasyon filmidir. Seslendirme ekibinde Dakota Fanning, Teri Hatcher, Jennifer Saunders ve Ian McShane gibi isimler bulunuyor.
caroline
Coraline, anne ve babasıyla rahatlık içinde yaşadığı evinden, eski bir eve taşınır. Ailesi tarafından önemsenmediğini düşünen Coraline, bu evde yapacak bir şeyler bulup, kendini eğlendirmeye çalışır. Bir gün tuğlalarla örülmüş bir geçidin arkasında gizli bir kapı bulur. Gece olduğunda bu geçitten geçerek, gizli kapıya ulaşır. Gizli kapıdan geçtiğindeyse kendisini, herkesin gözlerinin yerinde düğme olduğu, kendisiyle çok ilgilenen ebeveynlerinin bulunduğu ve bütün hayallerinin gerçeğe dönüştüğü paralel bir evrende bulur. Paralel evrendeki annesi Coraline’a sonsuza kadar burda kalması için bir teklifte bulunur. Bunu yapması içinse gözlerinin yerine düğme dikmeleri gerekmektedir. Bu isteği reddeden Coraline, çok geçmeden bütün bu alternatif gerçeğin, aslında onu orda tutmak için yapılan bir göz boyama olduğunu öğrenecektir.
Frankenweenie
 
Öncelikle Tim Burton yönetmenliğindeki bu stop-motion animasayon filminin haftaya vizyonda olacağını belirtmek frankenweenieistiyorum. Tim Burton’ın 1984 yılında 29 dakikalık bir kısa film halinde çektiği yarı animasyon film, bu sefer tamamen animasyon haline getirilerek uzun metraj film yapıldı. Tim Burton sever biri olarak heyecanla çıkmasını bekliyorum.
Köpeği Sparky’nin araba çarpması sonucu ölmesinden sonra Victor çok üzülür. Daha sonra bilimden yararlanarak köpeğini yaşama geri döndürmeye çalışır. Bu isteğinde başarılı da olur. Sparky görünüş olarak eskisinden biraz farklıdır ama yine de eski sadık dostudur. Fakat bir gün Sparky başkaları tarafından görülür ve herkes Victor’a ölülerini getirip canlandırması için yardım istemeye başlar.
 7.  Ve Diğerleri…
Yazımın başında da belirttiğim gibi bütün türleri ve bütün filmleri anlatmam pek olası değil. Bu kadarı bile fazlasıyla uzun bir yazı oldu. Bu yüzden diğer türlerden bazılarını da hızlıca özetleyerek yazımı bitireceğim.
Aksiyon Korku
 
Çoğunlukla şeytanların, vahşi hayvanların, vampirler veya zombilerin bulunduğu, silahların olduğu ve kovalamacaların yaşandığı hareket halindeki filmlerdir. Örnek olarak Resident Evil (Ölümcül Deney), Ghost Rider (Hayalet Sürücü), Constantine ve Blade gibi filmler gösterilebilir.
 blade
Doğal Korku
 
Normalde doğadaki zararsız hayvanlar ya da bitkilerin, mutasyona uğrayarak soğuk kanlı katillere dönüştüğü filmlerdir. The Birds (Kuşlar), Pet Sematary (Hayvan Mezarlığı),  Anaconda, Snakes On A Plane (Katil Yılanlar), Jaws, Piranha 3D ve The Ruins (Lanetli Topraklar) örnek olarak gösterilebilir.
snakes-on-a-plane
Bilim-Kurgu Korku
 
Korku filmlerinde bilimsel olguların olmasından oluşan türdür. Çılgın bilim adamları, uzaylılar ve yanlış giden deneyler genelde bu türün konusunu oluşturur. Örnek filmler olarak Alien (Yaratık), Pandorum (Uzayda Dehşet), Apollo 18 (Ölüm Yolculuğu) ve The Mist (Öldüren Sis) gibi filmler gösterilebilir.
the-mist-stephen-king
Psikolojik Korku
Filmdeki karakterlerin korkuları, suçları, inançları gibi psikolojik yönleriyle ilgili olan bu alt türde duygusal dengesizliğin yanında doğa üstü şeyler de görülebilir. Örnek filmler olarak The Uninvited (Davetsiz), Gothika, The Ring (Halka), The Grudge (Garez), The Exorcist (Şeytan), Session 9, Silent Hill (Sessiz Tepe), The Others (Diğerleri), 1408, The Shining (Cinnet), Stir Of Echoes (Dehşetin Yankıları) ve The Sixth Sense (Altıncı His) gösterebiliriz.
the shining-stephen-king
Body Horror
 
Genelde vücut deformasyonuna dayalı bir alt türdür. Vücutta doğal olmayan hareketler veya anatomik olarak olması gereken yerde olmayan vücut parçaları sebebiyle canavarlaşan insanlarla korku hissi vermeye çalışılır. Bu türe örnek olarak da The Fly (Sinek), Rosemary’s Baby (Rosemary’nin Bebeği), Eraserhead, The Thing(Şey), Re-Animator ve Videodrome gösterilebilir.
the-thing

Yorum Yapmasam Olmaz :)