
Fikriye Hanım’ın Mustafa Kemal Atatürk’e umutsuz aşkının hikayesi: Çankaya’nın Duvaksız Gelini Fikriye
Halil İbrahim Özcan tarafından kaleme alınan “Çankaya’nın Duvaksız Gelini Fikriye” adlı kitap, Atatürk ve Fikriye Hanım arasında geçen hazin bir aşkın hikayesini gün yüzüne çıkarıyor.
Selanik’te başlayıp Ankara’ya kadar uzanan hikaye, Fikriye Hanım’ın Atatürk’e duyduğu derin sevgiyi ve onun hüzünlü talihini konu ediniyor.
Halil İbrahim Özcan, kitapta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün az bilinen özel hayatına dair en merak uyandıran kişi olan Fikriye Hanım’ın hikayesini geniş bir çerçevede ele alıyor.
‘Çankaya’nın Duvaksız Gelini Fikriye‘ gizemli bir ölümle sonuçlanan hazin bir aşk öyküsünü tarihi notlarla okurlara sunuyor.
FİKRİYE HANIM’IN ATATÜRK’E OLAN SEVGİSİNİN HİKAYESİ
Mustafa Kemal’in çocukluğundan başlayan kitapta, gençlik günlerine ve hayatından geçen başka kadınlara da yer veriliyor. Fikriye Hanım’ın asıl sahneye çıkışıysa milli mücadele yıllarında oluyor. Kendini bildi bileli Mustafa Kemal’e aşık olan Fikriye, onun yardıma ihtiyacı olduğunu duyduğunda hiç düşünmeden geliyor İstanbul’dan Ankara’ya. Zorlu yolları geçerek vardığında belki de hayatının en güzel dönemi başlıyor.
Direksiyon Binası’ndan Çankaya Köşkü’ne uzanan arkadaşlığında hem özgürlük savaşı vermekte olan Mustafa Kemal’in askerlerine sökük dikerek, çorba kaynatarak destek oluyor, hem de gözü gibi baktığı Paşa’sıyla giderek yakınlaşmaya başlıyor. Ancak Fikriye’nin önünde engeller var. Bu engel önce onu bir türlü kabullenemeyen Zübeyde ve Makbule Hanım oluyor, sonra hastalığı baş gösteriyor ve en son Latife Hanım giriyor Paşa’sıyla arasına. Her zorluğa direnen ve asla eğilmeyen Fikriye Hanım’ın boynu mesele gurur olduğunda bir “sümbül” gibi bükülüyor.
Olaylara geniş bir pencereden bakarak hikâyeyi kaleme alan Halil İbrahim Özcan, gözden geçirilmiş ve genişletilmiş baskısıyla satışa sunulan Çankaya’nın Duvaksız Gelini Fikriye kitabında hazin bir aşk öyküsünü tarihi notlarla aktarırken duygu dolu bir okuma vaat ediyor.
Arka kapaktan
Çankaya’nın Duvaksız Gelini Fikriye
Yüzyıllık bir kara sevda hikâyesi. Her anı adanmışlık dolu; milli mücadeleye ve o mücadelenin başkahramanı Mustafa Kemal’e.
Fikriye; uzak bir akrabanın kızı, bir çocuk onun için. Oysa ilk gördüğü andan beri âşık Fikriye’nin çocuk yüreği. Önceleri ağabey diyor, ama sonra dili varmıyor. O cephedeyken hayaliyle yaşıyor, mektuplar, şiirler yazıyor. Bir gün Mustafa Kemal’i toparlayacak bir kadın eli gerektiğinde gerçekleşiyor düşleri. Adeta koşarak gidiyor Ankara’ya. Boynunda bir kehribar tespihle Çankaya’nın ilk gelini oluyor, “duvaksız gelini”… Yazık ki rüya kısa sürüyor.
Fikriye’deki öyle bir aşk ki ne hastalık dinliyor ne yasak ne de sürgün. En aşılmaz denilen yolları aşıp sonunda yine varıyor Paşa’sına. Ta ki o kanlı güne kadar.
Çankaya’nın Duvaksız Gelini aradan geçen bir asra rağmen gizemini koruyan bir ölümü anlatıyor.