2023/09/21
Kitaba dair bahsedilmesi gereken kurgunun altında yatan eleştiriler ve hissedilen ekonomik ve siyasi durumlar. Kitabın geçtiği zamanı gözünüzde daha da canlandırmanızı sağlayan bu unsurlar sayesinde 1930’lu yıllara, hemen savaş öncesindeki buhran dönemine geri dönebiliyorsunuz.
Ülkemizde pek bilinmeyen ancak daha evvel de eserleri Türkçeye kazandırılmış Muriel Spark’ın ünlü romanı “Bayan Jean Brodie’nin Baharı” Siren Yayınları tarafından yayımlandı. Roman dünya çapında oldukça ünlü ve kitabın arka kapağında da belirttiği üzere Time tarafından da “tüm zamanların en iyi 100 romanı arasında” gösteriliyor. Roman, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde İskoçya’da bir kız okulunda aykırı bir sınıf öğretmeni olan Bayan Brodie’nin başından geçenleri anlatıyor.
Muriel Spark
                                  Muriel Spark
            
Bayan Brodie geleneksel bir kız okulunda öğretmenlik yapmakta, sınıfta derslerini oldukça farklı işlemektedir. Tarih dersi diye farklı ülkelere yaptığı yolculuklarda yaşadıklarını anlatmakta, öğrencilerini  kentin kimsenin hatırlamadığı eski yerlerine götürmekte  ve yetiştirebileceğine inandığı öğrencileriyle okul dışında da buluşmakta ve özel hayatına dair her şeyi paylaşmaktadır. 1930’lu yıllarda bekar bir öğretmenin yaşadığı aşk maceraları ve özellikle esas olarak hayatı anlatmaya dayalı eğitim anlayışı, okul yönetimi tarafından hoş karşılanmamakta ve müdire öğrencilerinden laf almaya çalışmaktadır. Bayan Brodie’nin gözde öğrencileri ise okulda “Brodie Kızları” olarak bilinmekte ve oldukça ilgi görmektedir. Ancak Bayan Brodie ve kızları arasındaki bu durum içlerinden birinin ihanetiyle ve Bayan Brodie’nin erken emekliye ayrılmasıyla sarsılacaktır.
                                büyük buhran dönemi
            
Romanın yazım tekniğinden bahsetmek gerekirse, zamanlar arasında gidip gelmesi romana hareket katmış ve ilk kez bu kadar rahat geçişler yapan bir kitap okuduğumu da rahatlıkla söyleyebilirim. Genelde kopukluklar oluşturan ve ayrıca dikkat sarfetmenize neden olan bu durum, kitapta doğal bir şekilde gelişiyor ve normal okuyuşunuzu aksatmıyor. Dili de akıcı olunca kitabın sayfaları hızla ilerliyor.
the-prime-of-miss-jean-brodie
            
Esas kitaba dair bahsedilmesi gereken kurgunun altında yatan eleştiriler ve hissedilen ekonomik ve siyasi durumlar. Kitabın geçtiği zamanı gözünüzde daha da canlandırmanızı sağlayan bu unsurlar sayesinde 1930’lu yıllara, hemen savaş öncesindeki buhran dönemine geri dönebiliyorsunuz. İşsizlik kurgunun altında hissedilen en önemli sorun. Hatta bu sebeple Bayan Brodie’nin zaman zaman faşizmin işsizliği çözdüğünü belirten söylemlerine rastlıyoruz ve aynı şekilde kızların da öğretmenlerinin onları aynı düzen içine soktuğuna dair tespitlerini bulabiliyoruz. Aynı zamanda kadının değişimi ve toplumdaki yerine dair sorun da en az ekonomik ve siyasi konular kadar kitapta ön planda. Başta ana karakterin farklı ve değişimi sağlamaya çalışan bir kadın  ve bunu da küçük kızları yetiştirerek başaran bir öğretmen olması dikkat çeken bir unsur. Özellikle kadınların farklı iş alanlarında çalışmaya başlamaları yine değişimi gösteriyor. Hatta kitapta bu -belki de ufak bir detay olsa da- kızların kadın polis görüp bunun üzerine tartışmaları şeklinde anlatılıyor.
Sonuç olarak 1930’lu yılları yaşamak ve kadının değişimi üzerinden savaşın ayak seslerini duymak istiyorsanız tavsiye edilecek bir kitap. Üstelik sağlam kurgusu ve geçmiş, gelecek ve şimdiki an arasında hızlı geçişlerin akıcı bir dille sağlandığı roman karşı duruşun insanın kendisinde başladığını hatırlatan okunması gereken bir roman “Bayan Jean Brodie’nin Baharı”.
 
( Bayan Jean Brodie’nin Baharı, Muriel Spark, Çev: Püren Özgören, 149 s.)
 
Deniz ANTEPOĞLU

Yorum Yapmasam Olmaz :)