
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
Şu an dünyayı paylaşmakta olduğunuz yaklaşık 7 milyar insan var. 7 milyar farklı görüş. Herhangi bir şey için 7 milyar tane farklı bakış açısı. İçinde bulundukları coğrafyanın etkisine göre şekillenmiş geleneklerden, geçmişten beslenen, ufak nüanslarla birbirine benzese de özlerinde apayrı 7 milyar tane fikir. O zaman bir şeyi kesin olarak nasıl niteleyebiliriz? ”Niteleme” bahsini daha daraltalım: Hepimizin ister istemez olmaya çalıştığı -yada olduğunu düşündüğü- “İyi” yi nasıl sabitleyebiliriz? İşte buna kafayı takmamış bir kitabın burada adının geçmemesi düşünülemez. Geç kalmadan bu görevi yerine getirmek gerekir. Öyleyse buyrun:
Yazıldığı zaman tam 121 yayıncı tarafından geri çevrilen, en sonunda “Beni neden yayıncılık yaptığımı düşünmeye zorladı.” diyerek yayınlamaya karar verdiği, zaten birçok kişinin bildiğini düşündüğüm bu kitabı hatırlatmak istedim. Kitaplar ile ilgileniyorsanız karşılaşmamanız olanaksız bu kitap ile kuzenim sayesinde tanışmıştım. Şimdi birinin tanışmasına vesile olabilirsem iyi. Umarım bu kitapla ilişkiniz iyi olur.
Göreceği düşünülen ilginin çok daha fazlasını elde edebilmiş özgün ve içten her yapıt ile aynı kaderi paylaşan bu kitabın gördüğü ilginin ardından, isminin bir çok türevi oluşturularak, farklı kitaplar halinde piyasaya sürülmesine yol açtığını, “Zen” kelimesinin futürsuzca kullanılmasına ön ayak olan kitap olmasına bakmayın, içerik sağlam.
Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı. Değerlerin Sorgulanması yazarı tarafından 4 senede kaleme alınmış bir felsefi deneme. Kimilerine göre roman, bir diğerlerine göre otobiyografi, işin güzel yanıysa hepsini barındırması. Bir yandan günlük işi olan teknik yazarlığı sürdürürken, öte yandan bu kitap ile ilgileniyor Robert M. Pirsig. Sabah 2 ile 6 arası kitabını yazıyor. Sonra mesaisine gidiyor. Akşam erkenden yatağına girip bir sonraki sabah uyanıp döngüsüne devam ederek bitiriyor. Kendini felsefeye ve retoriğe adamış sıradan bir mühendisin döngüsü değil bu. R.M. Pirsig, felsefe, kimya, gazetecilik gibi farklı konularda öğrenim görmüş, Hindistan’da doğu felsefesi üzerine çalışmalar yapmış ve en nihayetinde memleketinde retorik üzerine dersler veren bir akademisyen. Sonra birgün, ağır bir sinir krizi geçiriyor. Ardından elektrik şoku terapisi ile bazı devrelerin yakılması ve bazı yeni devreler kurulması gerektiği belirtiliyor biyografisinde. ZVMBS’da peşinden koştuğu şeylerden biri de bu kendi deli geçmişidir, bu konu bunun için belirtilmektedir.
Kahramanımız, Amerika’nın bir ucundan diğer ucuna süren motosiklet yolculuğu sırasında değerlerin anlamını ve kalitesini sorgular. Kahramanımız isimsizdir. Onun dışında 2 yakın arkadaşı, John ve Sylvia Sutherland ve oğlu Chris vardır. Yolculuk boyunca ortaya attığı birçok felsefik konuyu, kendi geçmişindeki olaylar ile örtüştürerek anlatır. Bu olayların başrolünde ise Phaedrusvardır. Phaedrus “iyi”nin ne olduğuna kafayı takmıştır. Bir şeyin İYİ olarak nitelenmesinin ardında neyin yattığına ilişkin felsefik tartışmaları sonunda kendini delirtmiş ve elektroşok terapisine maruz kalmasına yol açmıştır. Elektroşok Phaedrus’un kişiliğini kalıcı olarak değiştirmiştir.
Hepsi bu kadar değil. Bütün bu düşünsel tantanayı bizlere aktarma biçimi, Robert M. Pirsig’in yeteneğini gözler önüne serer. Arkadaşı John’un motosikleti, hikayeyi bize anlatan adsız kahramana göre daha pahalı ve yeni bir araçtır. John pahalı motosikletine güvenmektedir ve sorunsuz bir performans bekler. Yol boyunca baş gösteren arızlar nedeni ile hayal kırıklığına uğrar. John hayata daha romantikaçıdan bakar. Onun için sadece motosiklet vardır. Nasıl çalıştığı ile, karşılaştığı sorunları nasıl çözebileceğiyle veya ayarları ile ilgilenmez. Arkadaşı isimsiz kahraman anlatıcımız ise, daha klasik bir bakış açısına ve eski model bir motosiklete sahiptir. Motorun bakımından anlar. Karşılaştığı sorunları basit akıl yürütmeyle çözebilmektedir. Gerekli ayarları bilir, ufak sorunları öngörerek bunlardan sakınabilir. O şeylerin işleyişini merak etmekte, işin iç yüzünü bilmeye istekli, meraklı biridir. Olayları bu iki farklı bakış açısından gösterip, ikisinin birleştiği bir algılamaya varmaya çalışır kahramanımız.
Yazıyı, somut ve soyut manada tam bir yolculuk kitabı olan Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı’nı bilenlerin bir kez daha göz atması, bilmeyenlerin ise bu harika zihinsel yolculuğu ıskalamadan okuması dileğiyle ve bir Eskimeyen Kitaplar Blogu tribi olan “Arka Kapaktan” alıntısı ile bitirelim:
“Pirsig’e göre dünyayı politik programlar oluşturarak düzeltemezsiniz, bunlar ancak temeldeki değerler sisteminin doğru olması durumunda işe yarar. “Dünyayı düzeltmenin yeri önce kendi yüreğimiz, kafamız ve ellerimiz ve onlardan çıkan iştir.” Bu yüzden de insanoğlunun yazgısını düzeltmekten değil, motosikletin nasıl onarılacağından söz eden bir kitaptır bu.”
(Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Robert M. Pirsig, Ayrıntı Yayınları, 368 s.)
Cem Topuz
4400th@gmail.com
Arka kapak yazısındaki “Dünyayı düzeltmenin yeri önce kendi yüreğimiz, kafamız ve ellerimiz ve onlardan çıkan iştir.” cümlesi sanırım kitabın özeti niteliğinde.
Bu kitabı okumadım ancak Cem Topuz ısrarla okuyun yazmışsa okunmalıdır. Teşekkürler…
Harika bir eleştiri yazısı olmuş, son derece açıklayıcı, kitabın ne olduğunu / ne olmadığını çok güzel betimlemişsiniz. Romantik/klasik ayrımını da çok güzel yansıtmışsınız, esasen yazar tam da bunu yapıyordu motosiklet metaforu üzerinden. Dilerim yazınız pek çok okurun bu kült kitapla tanışmasına vesile olur.
Bu tarzda felsefe yanı olması gerekmiyor yolda olmak üzerine yol maceraları hikayeleri olan bir kitap önerebilir misiniz ?