Kültür-Sanat İnsanları Portre Sergisi
Portre karikatür sanatçıları Köksal Çiftçi ve Bülent Karaköse’nin “Kültür-Sanat İnsanları” başlıklı Portre karikatür sergisi Schneidertempel Sanat Merkezi’nde ziyarete açıldı.
Ülkemizin yetiştirdiği sayılı portre karikatür sanatçılarından olan Köksal Çiftçi ve Bülent Karaköse, basında yer verdikleri pek çok çizimlerini “Kültür-Sanat İnsanları” Portre Sergisi ile bir araya getirdi.
Sergide; Neyzen Tevfik’dan Nâzım Hikmet’e, Charlie Chaplin’den Audrey Hepburn’e, Aşık Veysel, Genco Erkal, Hrant Dink, Barış Manço ve Charles Bukowski gibi bir çok sanatçının portre karikatürüne yer veriliyor.
Sanatçılar Köksal Çiftçi ve Bülent Karaköse, Bernini’nin başlatıp, Phillippon’un meslekleştirdiği ve ülkemizde de Bedri Koraman’ın önderliğini üstlendiği bu sanatı yaşatmayı hedefliyor. Sergi 12 Aralık-7 Ocak arasında pazartesi – salı hariç her gün saat 11.00 – 18.00 arası Schneidertempel Sanat Merkezi‘nde ziyaret edilebilir.
Kültür-Sanat İnsanları Portre Sergisi‘nden kareler
Köksal Çiftçi’nin Portre Karikatür Çizimlerinden
Köksal Çiftçi
Aşık Veysel
Aziz Nesin
Can Yücel
Cemal Süreya
Emre Kongar
İlber Ortaylı
Nazım Hikmet
Oğuz Aral
Orhan Kemal
Orhan Veli Kanık
Bülent Karaköse’nin Portre Karikatür Çizimlerinden
Attila İlhan
“Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk gece trenlerine binme kaybolursun, sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun.”
– Attila İlhan
Aziz Nesin
“Bırak olmasın mezar taşımız. Bir okul bahçesine gömsünler bizi, çocuklar koşsun üzerimizde.”
– Aziz Nesin
Barış Manço
“Yaz dostum! Yoksul görsen besle kaymak bal ile. Yaz dostum! Garipleri giydir ipek şal ile. Yaz Dostum! Öksüz görsen sar kanadın kolunu. Yaz dostum! Kimse göçmez bu dünyadan mal ile”
– Barış Manço
Can Yücel
“Kovalamayın beni yatağa hiç uykum yok. Daha lafınıza karışacağım, ortalığı dağıtacağım, televizyonu kapatacağım, ayçiçeği resmi yapacağım, daha başparmağıma şiir okuyacağım, ıslık çalacağım. Daha çok işim var, gecenizi karartacağım, kütahya vazonuzu kıracağım, vakitsiz yatırmayın beni daha çok erken.”
– Can Yücel
Cem Karaca
“Merhaba gençler ve daima genç kalanlar! İşte geldik gidiyoruz bilinmez bir diyara. Eskiden karpuz idik, şimdi döndük hıyara.”
– Cem Karaca
Charles Bukowski
“Üzülme evlat; kaybettiğini düşündüğün şeyler, belki de kurtulduklarındır.”
– Charles Bukowski
Füruzan
” Oysa bilirsin, insanı insan kılan en önemli ayrım adalet duygusudur.”
– Füruzan
Haldun Taner
” Madem zamanı durdurmanın çaresi yok, madem zaman akacak, bari geçişini iyi hissetsek.”
– Haldun Taner
John Lennon
” Olay şiddet kullanımına dönüştüğü zaman, sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek,yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey, şiddet dışı eylemler ve mizahtır.”
Necip Fazıl Kısakürek
” Sevdiğini belli et; zira gizlemek başkalarına fırsat vermektir”
– Necip Fazıl Kısakürek
Neyzen Tevfik
” Ne ceket kaldı, ne metelik cebinde ceketin. Kurtaracağız diye geldiler, içine sıçtılar memleketin.”
– Neyzen Tevfik
Oğuz Atay
“seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak ve küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve daha çok kitaplardan kopyalar yapmakla yetindiğim halde ve insan resimlerini fotoğraflardan kareyle büyütmeyi kolayıma geldiği için tercih ettiğim halde seni tanıdıktan sonra gözleri yeni açılmış bir küçük hayvan gibi çevreyi şaşkın ve hayran bakışlarla insanı ve insan olmayanı ayırmadan incelemeye başladım ve kalemi iğne uçlu mürekkepli kalemi ve resim kağıdını alarak kırlara açıldım ve eskiden kurşunkalemle çalıştığım zamanlardan yani tarihlerden önce çizgilerimdeki kararsızlık yüzünden kağıdı sonsuz çizgilerle silip tekrar çizdiğim çizgilerle silgi izleriyle kararttığım halde doğrudan doğruya çini mürekkeple çalışmaya başladım hiç silmeden seçtiğim ağaçları evleri gökyüzünü yolları otları hele bu kadar ilgi çekici olduklarını ve büyük bir sevgiyle çizilebileceğini düşünmediğim otları ve toprağı yeni bir gözle daha doğrusu ilk defa çizebileceğimi hissettiğim bir gözle görmeye başladım ve ilk anda ışık ve gölge meselelerini hallettiğim söylenemezse de duyuş bakımından ve her şeyi sanki onların arasındaki gizli ilişkiyi sezmişçesine sürekli bağlantılarla yerleştirme bakımından kağıda geçirmeyi becerdiğim söylenebilirdi ve bunu sevginin bana kazandırdığı üçüncü göz olarak adlandırdığımı ifade ettiğim zaman bana kızmış ve alay ettiğimi senin duygularını hafife aldığım için uydurduğumu söylemiştin oysa bendeki tutukluğun senin yanında nasıl azaldığını bilsen evet senin yanında korkularımı benim dışımda var olan ve her zaman benden gizlenen şeyler karşı duyduğum korkuları onların yabancı ve düşmanca bir inatla bana sırlarını vermemelerinden duyduğum belirsiz sıkıntıları unuttuğum doğrudur derdi”
– Oğuz Atay
Özdemir Asaf
“Kaybedeceğini bile bile nedenmücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an… Bozmadım.”
– Özdemir Asaf
Paul Auster
” Bir güzellik yap kendine! Ve sadece sahip olduklarını düşün; mutlu ol onlarla! Sahip olmadıkların üzülsün senin olmadıklarına.”
– Paul Auster
Vedat Türkali
” ‘Nasıl bir şey bu aşk?‘ dedi. ‘bana da bir anlatsana! gözlerini umursamazlıkla dikti doktora; yaşaması kolay değil ki, anlatması kolay olsun.’ ”
– Vedat Türkali
Emil Cioran
“Bütün cinayetlerinin sorumluluğu tapma gücündedir: Bir tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye de hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıcılığı yoktur ki, şevkin hayvanî temelini açığa vurmasın. ”
– Emil Cioran
İlker Mumcuoğlu
” Ölümü beklerken bu ne korkusu? Her taraftan kuşatılmışız; yazı yazmaya, bir araya gelmeye korkuyoruz. Bu korku mikrobunu bize kim bulaştırdı? Kim kötü insan? Yoksa deccal mı geldi? Dünyanın sonu mu yoksa? Bu faşizmaya ne zaman “dur” denecek? Ölüyoruz, sindiriliyoruz, kişiliksizleştiriliyoruz, gergedanlaştırılıyoruz!
– İlker Mumcuoğlu