2023/12/05

“Hammett’ın yarattığı bu dedektif tiplemesi kanlı canlı, bizden biri. Sonrasında Chandler’da da göreceğimiz gibi içiyor, uyanık, zaman zaman yoldan çıkıyormuş hissi verse de daima adalete sadık.

dashiell-hammett-malta-sahini

Everest Yayınları, Ahmet Ümit editörlüğünde çıkardığı polisiye kitaplara Dashiell Hammett serisiyle devam ediyor. Daha evvel Raymond Chandler serisini yeniden kazandıran yayınevi Kara Roman akımının ustası Dashiell Hammett ile klasikleri kazandırmaya devam ediyor. Serinin son kitabı, Hammett’ın filme de çekilmiş, en meşhur romanı “Malta Şahini”.

Daha evvel Raymond Chandler’ın “Göldeki Kadın” isimli polisiye romanını tanıtmıştım ve yazımda “Kara Roman” akımından da bahsetmiştim. Bu akım ABD için İngiliz polisiyelerinden kopmak anlamına geliyordu ve dedektiflerin değişimini simgeliyordu. Hammett ve yarattığı dedektif tiplemesi “Sam Spade” ise akımın kuşkusuz önde gelen ismi. Zira Hammett’ın yarattığı bu dedektif tiplemesi Chandler’ı da ilham olacak ve polisiyenin değişimi sağlamlaşacaktır. “Malta Şahini” kitabından yola çıkacak olursak dedektif kanlı canlı, bizden biri. Sonrasında Chandler’da da göreceğimiz gibi içiyor, uyanık, zaman zaman yoldan çıkıyormuş hissi verse de daima adalete sadık.

malta-sahini

Kitabın konusu ise kıymetli bir heykelin kaybolması ile ilgili, yani konu tamamen para. Güzel, para peşinde, ihtiraslı kadınlar romanın tamamında var, gerek ana karakter gerekse yan karakterler olarak. Zengin ve mafyatik iş adamları, kumarbazlar ve dolandırıcılarla dolu bir roman “Malta Şahini”. Ancak dedektifimiz de pek “iyi” bir adam olmasa da her şeye rağmen adaletin peşinde.

Romana geçersek, polisiyelerin o bilinen yoğun temposunu ve sürükleyiciliğini kitaptan beklerken anında o havaya giremiyorsunuz. Kitap esasında sürükleyici, ancak zamanla açıldığı kanısındayım. Önceleri dağınık anlatımla karşı karşıya olduğunuzu hissederken konu ilerleyip olaylar ve karakterler iç içe geçtikçe dağınıklık kayboluyor ve beklediğiniz sürükleyicilik geliyor. Romanı bitirdikten sonra ise dağınıklığın sebebinin olayları gizemli bırakıp okuyucuyu düşünmeye sevk ederken arada kopukluklar olmasına bağladım. Hatta Chandler’ın kitabının bu romana kıyasla çok daha düzgün ilerlediğini ve okuyucuyu anlatımda kopukluklar yapmadan şaşırtabildiğini fark ettim. Hammett yeni bir yol açtı kuşkusuz. Polisiyeyi yeryüzüne indirdi. Ancak Chandler ayaklarının daha da sağlam basmasını sağladı kanımca.

malta-sahini-sam-spade

Ancak kitapta ana karakter Spade’in anlattığı bir olay yazarın sadece polisiyeyle ilgilenen biri olmadığını, sadece maceralar yaratma derdine olmadığını anlamanızı sağlıyor. Olaya göre her şeye ve iyi bir aileye sahip emlak zengini bir adam aniden, yanına hiç para almaksızın kaybolur. Karısı adamın yaşadığına dair duyumlar alıp dedektifimizi tutar. Ve dedektif adamın yürürken hemen yanına inşaat iskelesi düşüp ölümden döndüğünü ve hayatının değiştiğini öğrenir. Adam, esasında hayatın her an tehlikelerle dolu olduğunu anlar ve hayatını sorgular. Gerçek mutluluğun iyi bir aileye veya paraya sahip olma ile özdeş olmasının kendisine dayatıldığını, esasen mutlu olmadığını fark eder. Ailesine kendilerine yetecek kadar para bıraktığını düşünerek gider, birkaç yıl sonra başka biriyle evlenir.

Bu kısacık olayda bir insanın ölümle burun buruna gelmesi nedeniyle hayatının tamamen değişmesini ve özgürlük ile mutluluk kavramlarını tekrar düşünmesini anlatıyor. Yazarın fikrine katılıp katılmamak önemli değil bence burada. Zira önemli olan, yazarın bakış açısının olması, düşündüğü birtakım şeylerin olması ve polisiyeye bu anlamda katkı sağlaması. Kitabın belki de önemsiz bir kısmından bahsediyorum. Ama yazarın getirmeye çalıştığı yeniliği anlamak ve sadece maceralar üretme derdinde olmadığını, aksine hayatla da ölüm aracılığıyla derdi olan bir yazarla karşı karşıya olduğunuzu belirtmek istiyorum.

Sonuç olarak klasik olmasının yanı sıra nitelikli bir polisiye olması sebebiyle okumanızı tavsiye ederim. Neticede kendisi de eski dedektif olan bir yazarın, yarattığı olaylar da yaşadıkları ve ölüme yakınlığıyla harmanlanınca daha gerçekçi ve keyifli romanlar çıkıyor.

Deniz Antepoğlu

denizantepoglu@hotmail.com

Yorum Yapmasam Olmaz :)