2024/03/28

Türk şiirinin en büyük ustalarından biri olan Oktay Rifat, doğumunun 100. yılında bir sergiyle anılıyor.

oktay-rifat

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Oktay Rifat’ı doğumunun 100. yılında bir sergiyle anıyor. “Elleri Var Özgürlüğün – Oktay Rifat 100 Yaşında sergisi”, 23 Mayıs – 22 Haziran tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde ziyaret edilebilecek.

Garip Hareketi’nin ve İkinci Yeni akımının öncülüğünü yapmakla kalmayıp, bütün şiir serüveninde yenilikler peşinde koşan, modern şiirimizin büyük kurucularından Oktay Rifat 100 yaşında.

“Elleri Var Özgürlüğün”, 10 Haziran 1914 yılında dünyaya gelen bu büyük şairin hem kişisel yaşam serüvenini hem edebi serüvenini yansıtan, bir yandan da ressamlığına vurgu yapan bir sergi.

Oktay Rifat Horozcu kimdir?

10 Haziran 1914 tarihinde Trabzon’da doğdu. Şair ve dilci Samih Rıfat’ın oğludur. Ankara Erkek Lisesi’ni ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Devlet sınavını kazanarak Maliye Bakanlığı hesabına Paris’e gönderildi. II. Dünya Savaşı nedeniyle, orada yaptığı doktora çalışmasını tamamlayamadan Türkiye’ye döndü. Bir süre Maliye Bakanlığı’nda, daha sonra Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. Serbest avukatlık yaptı. İstanbul’a yerleşerek avukatlığını orada sürdürdü. Devllet Demir Yolları’na girdi ve emekli olana dek bu kurumda çalıştı. 18 Nisan 1988’de İstanbul’da öldü.

Cumhuriyet dönemi şiirimizin köşe taşlarındandır. Ankara Erkek Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında şiir yazmaya başladı. İlk şiiri 1936’da Varlık dergisinde yayınlandı. Bu dönem şiirlerinde hece veznini kullandı, daha sonra serbest vezne geçti. Orhan Veli ve Melih Cevdet Anday ile birlikte Türk şiirine damgası vuran Garip akımının öncülerindendir. Garip dönemi şiirlerinde kentte yaşayan sıradan insanların günlük yaşamlarına lirik ögeyi devre dışı bırakacak bir biçimde yaklaştı, gücünü şaşırtıcı buluşlardan, alay ve yergiden alan, yalın bir dille kısa şiirler yazdı. Aile, Yaprak, Yeditepe, Yeni Dergi gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle etkili oldu. Sonraları bir yandan Garip çizgisini sürdürürken bir yandan geleneksel biçimleri denedi. Yarım ve tam uyaklar kullandığı bu dönem şiirlerinde halk şiirinin söyleyiş özelliklerine uzanan, klasik beğeniyle dengelenmiş, lirik, ve toplumsal temaları işleyen, halk deyişlerinden yararlanarak alaya, yergiye dayalı şiirler yazdı. Perçemli Sokak adlı kitabıyla “İkinci Yeni” anlayışına, anlamla anlamsız arasında gel-gitlerin anlamsıza yakınlaştığı imgeci bir şiire yöneldi. Türkçe’nin ses zenginliğini, geniş bir sözcük dağarcığıyla ustalıkla kullanan, insan-doğa-söylen ekseninde yer yer gerçeküstücü görüntüleri de katıştırarak unutulmaz şiirler yazdı.

Yorum Yapmasam Olmaz :)