
‘ İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar.
İrili ufaklı, birbirinden farklı,
Ahşap evler, kagir evler yaptılar.
Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu,
Evlerin içi devir devir değişti
Evlerin dışı pencere, duvar.. ‘
diye bahseder ‘Evler ‘ adlı şiirinde Behçet Necatigil evlerden. Sadece yaşanılan bir yer değil aynı zamanda ruhu olan ve sahipleriyle birlikte yaşayan yerlerdir evler Necatigil’in şiirinde. Gerçekten de evler ki çoğu kez kişiliğimizi yansıtan bir pencere, dışarıdaki hayata kapılarını kapattığımız bir sığınak.. Ne olursa olsun nasıl bir evde yaşadığımız, nasıl bir hayatımız olduğunu anlatan bir ipucudur. Evler ve içlerinde yaşadıklarımız ayrı bir yazı konusu elbet..Peki hiç düşündünüz mü yazdıklarıyla içimizdeki dehlizlere ışık tutan, bizi başka diyarlara çağıran, ruh dünyamızı bize tanıtan, dünya edebiyatına damgasını vuran yazarların yaşadıkları yerleri, sığınaklarını, evlerini? Yazılarını kaleme aldıkları mekanların, onların psikolojilerini ve dolayısıyla yazdıklarını nasıl etkilediğini ?
Keyifle ve severek okuduğumuz yazarların hayatlarının peşlerine düştük ve sizler için bir seçki hazırladık. Yazı dizimizin diğer bölümünde, hepimizin şiirlerini, hikayelerini edebiyat kitaplarında okuduğumuz, çoğumuzun hayatında özel yerlere sahip şair ve yazarlarımızın yaşadıkları yerleri sizlere sunacağız..
CHARLES DICKENS / Londra – İngiltere
David Copperfield, İki Şehrin Hikayesi, Büyük Umutlar gibi birçoğu filme de çekilen unutulmaz kitapların yazarı Dickens’ın 1837’den 1839’a kadar ikamet ettiği ev Londra’nın doğusundaki 48 Doughty Caddesi’nde. İngiltere’nin Portsmouth şehrinde doğan doğan ve uzun yıllar burada yaşayan Dickens’ın doğduğu ev de ziyarete açık olmakla birlikte Victoria Devri’nin usta kaleminin ‘Oliver Twist’ kitabını yazdığı şimdi müzeye dönüştürülmüş bu ev, hayranları için o döneme dönüş fırsatı sunuyor.
Londra’ya yolu düşen edebiyatseverlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken müze evin içinde Dickens’a ait önemli eşyaları da görebilir, Dickens’ın ruh dünyasına kısa ve küçük bir yolculuk yapabilirsiniz. (www.dickensmuseum.com).
VICTOR HUGO / Guernsey Adası – İngiltere
Romantik Akımın temsilcisi olarak Fransa’da büyük ve ünlü yazarlardan biri olarak kabul edilen Fransız yazar Victor Hugo Fransa’da doğdu ve uzun yıllar burada yaşadı. Ancak Hugo’nun yazın hayatının başyapıtlarını kaleme aldığı ev Manş Denizi’ndeki Guernsey Adası’nda. Hugo’nun Yurdundan kilometrelerce uzaktaki bu adaya geliş nedeni; Louis Napoléon Bonaparte’ın 1851’deki hükümet darbesinden sonra Paris’ten sürgün edilmesidir. Bunda sonraki hayatını bir sürgün olarak yaşayan Hugo’nun yaşadığı yer, ‘ keşke tüm sürgünlerin yaşadıkları yerler böyle olsa ‘ dedirtecek cinsten.1856’da Hauteville House’a yerleşen Hugo, Saint Peter Limanı’nı tepeden gören bu evde ‘Sefiller’, ‘Deniz İşçileri’ gibi başyapıtları yazar. Üç katlı evin üst katındaki deniz manzarası Hugo’nun ilham kaynağı olmalı.(www.maisonsvictorhugo.paris.fr).
ANNE FRANK / Amsterdam – Hollanda
14 yaşındaki Anne Frank, aslında yazar değildi, sadece gazeteci ve yazar olma hayaliyle yaşayan genç bir kızdı ( savaş başladığında henüz çocuktu ). Bir gün tüm dünyanın okuyacağına inanarak yazdığı günlükleri bugün hala en çok okunanlar listesinde hatırı sayılır bir sırada.. Hollanda’da yaşayan bilerce Yahudi’den biri olan Anne, ailesiyle birlikte sıradan bir hayat sürerken hayatı, Hollanda’nın Naziler tarafından işgali ile adeta ‘kararır’ . Nazilerin eline geçerse tutuklanacak ve Auschwitz’e gönderilecek olan Anne ve ailesi çareyi saklanmakta komşularının da yardımıyla 2 yıl burada saklanırlar. Saklandıkalrı yer Amsterdam’da Prinsengracht Sokağı 263 numaradaki aile şirketine ait ofisin çatı katıdır burası. Ancak bir ihbarla SS’ler tarafından yeri tespit edilir. Hala ihbarı kimin yaptığı bilinmese de bu ihbar, Frank ailesinin sonunu hazırlar. Anne burada yaşadığı iki yıl boyunca günlük tutar ve bu günlükler ölümünün ardından yayımlanır.
Frank’ ailesinin saklandığı bu ev bugün bir müze haline getirilmiş. Anne’nin saklandığı ‘gizli odayı’ gezebilir, orijinal günlüğünü görebilirsiniz. Sitesinde de evin ayrıntılı bir krokisi ile animasyon bir gezi yapabilir Anne’nın yaşadıklarının acısını çok yakınınızda hissedebilirsiniz. Ayrıca fotoğraflarının ve öyküsünün yer aldığı bir sergi de bulunuyor. Anti-semitizm, ırkçılık ve ayrımcılığa karşı da eğitim verilen müze, bugün dünyanın her yerinden gelen turistleri ağırlıyor. Amsterdam’ın merkezinde yer alan konumuyla da yolu düşenlerin mutlaka uğraması gereken bir yer Anne Frank’ın Evi. (www.annefrank.org).
ERNEST HEMINGWAY / Florida – ABD
“Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.”
John Done.
Dünyaca ünlü Nobelli yazar ve gazeteci Ernest Hemingway’ın bu dizelerden esinlenerek kaleme aldığı ve hiç kuşkusuz Dünya Edebiyatının savaşın anlamsızlığını sorgulayan en değerli yapıtı olan ‘ Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u kaleme aldığı ev görülmeye değer. Eşi Pauline ve iki oğlu Patrick ve Gregory ile birlikte 1931-1940 arasında yaşadığı Florida’da bulunan evi haftanın her günü ziyarete açık. (www.hemingwayhome.com).
ANTON ÇEHOV / Tagangrod – Rusya
Azak Denizi kıyısında bir Rus şehri Tagangrod, Durum (Kesit) hikayeciliğine adını veren ve bu tarzın yaratıcısı Anton Çehov’un doğduğu evin bulunduğu bir yer olmakla birlikte şirin bir kasaba kıvamında. Bugün Çehov’un ismiyle anılan bu şehirde ve Çehov’un Moskova Üniversitesi’ne tıp eğitimi için gitmeden önce ailesiyle birlikte yaşadığı mütevazı ev bir müzeye dönüştürülmüş. Şehirde yazarın adının verildiği bir cadde, meydan, tiyatro ve kütüphane bulunuyor. (www.chekhov-tour.com)
LEV NIKOLAYEVIC TOLSTOY / Yasnaya Polyana – Rusya
Moskova’nın 200 kilometre güneybatısında yer alan Yasnaya Polyana’da dünya edebiyatının birçok listede en iyi romanları olarak gösterilen ‘Savaş ve Barış’ ile ‘ Anna Karenina’ nın yazarının evi bulunuyor. Lev Tolstoy’un eserlerini kaleme aldığı bu ev müze olarak ziyarete açık. Yazarın kızı Aleksandra Tolstaya tarafından müzeye çevrilen bu şirin kır evi şimdilerde torunları tarafından işletiliyor. Doğanın tam ortasında huş ağaçları altında istirahat fırsatı da sunuyor.
Müzede Tolstoy’a ait notları, kütüphaneyi ve eşyaları görebilir, edebiyat dünyasına damga vuran bu büyük ismin gündelik yaşamından arda kalanları inceleyebilirsiniz. Lev Tolstoy’un mütevazı mezarı da aynı yerde bulunuyor ve yazarla kitapları dışında da temasa geçmek isteyenlerin ziyaretini bekliyor. Tolstoy’un başyapıtlarını yazarken nerden ilham aldığını merak edenler için mutlaka gidilmeli. (www.ypmuseum.ru).
Çehov’un evinde yaşamayı kim istemez 🙂
Hemingway’ın kaleme aldığı “Çanlar Kimin için Çalıyor” kitabının o evde yazılmış olması beni asıl etkiledi.