2024/04/27

“Büyük Konstantin, Helena ve Fausta” kitabının yazarı Radi Dikici, “Ayasofya’nın karşısındaki Million Taşı Konstantin zamanından kalma. Bu taş (0) km noktasını gösteriyordu. Uzaklıklar bu noktaya göre ölçülüyordu. ‘Bütün yollar Roma’ya çıkar’ sözü bu taş nedeniyle İstanbul için söylenmiştir” diyor.

million-tasi-ortadaki

“Benim adımı taşıyan surlar buradan başlayıp Marmara’dan Haliç’e kadar devam edecektir. Şehir tıpkı Roma gibi yedi bölgeye ayrılacak.

Var olan saray büyütülerek Büyük Saray adıyla İmparatorluk Sarayı haline getirilecek. Eğlence merkezi olarak Hipodrom kurulacak. Jüpiter Tapınağı’nın kalıntıları temizlenerek Hagia Sophia (Ayasofya) ve Hagia Eirene (Aya İrini) kiliseleri inşa edilecek.”

Yukarıdaki cümleler, aldığı iki önemli kararla sadece kendi vatandaşlarının değil, dünyanın kaderini değiştiren Büyük Konstantin’e ait ve Radi Dikici’nin “Büyük Konstantin; Helena ve Fausta” isimli kitabından alıntı.

“Marmara”, “Haliç”, “Ayasofya” gibi kelimelerden anlaşılacağı gibi imparatorun hayalini kurduğu şehir İstanbul…

Elbette bu günkü adıyla.

O yeni şehrine Nouva Roma diyordu ve hayali 330 yılının 11 Mayıs’ında gerçeğe dönüştü. Hipodroma dolan halk kırk gün kırk gece sürecek eğlencelerle Byzantium’un yani Nouva Roma, yani Konstantinapolis (Konstantin’in Şehri),  yani Konstantinapol, yani İstanbul’un kuruluşunu kutladı.

Sultanahmetmeydani-hipodrom2

Yıllar hatta asırlar içinde adı değişse de değişmeyen bir tılsımı var İstanbul’un. İşte Dikici’nin kitabı, kimilerince “Şehirlerin Sultanı” olarak anılan bu güzel şehrin kuruluş günlerine tanıklık etmek isteyenlere rehberlik ediyor.

Öyle ki, an geliyor bir yelkenliye atlayıp Marmara’ya açılıyor, birkaç bin nüfuslu küçük şehri seyre dalıyor, bugünkü Sultanahmet Camii’nin yerindeki İmparatorluk Sarayı’nın inşasına tanıklık ediyor hatta o günlerde Mese adıyla anılan geniş caddede (bugünkü Divanyolu) yürüyoruz.

Ancak şunu belirtmeliyim ki sevgili okur, Radi Dikici, kitabında sadece İstanbul’un kuruluş günlerini anlatmıyor. Onun telaşı Büyük Konstantin’i ete kemiğe büründürmek.

TARİHİ DEĞİŞTİREN İMPARATOR  

Tarih kitaplarında adının başına “İmparator” konulan ne çok şahsiyet vardır değil mi? Peki kitaplar Konstantin’i neden sadece “İmparator Konstantin” olarak değil de “Büyük Konstantin” olarak anıyor?

buyuk-konstantin2

Hemen yanıtı verelim: “Konstantin on beş yıl gibi kısa bir sürede iki karar alarak bütün dünyanın kaderini değiştirmiştir.

Bunlardan ilki Hıristiyanlığı kabul etmesi ve Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğu’nun resmi dini haline getirmesidir. İkincisi, imparatorluğun başkentini Roma’dan, yeniden inşa edilen bir şehre, Byzantium’a taşıması ve sonraki 16 yüzyıl boyunca şehrin onun ismiyle Constantinople olarak anılmasıdır.”

İşte Radi Dikici kitabında bu iki önemli kararı alarak dünyanın kaderini değiştiren insanı anlatıyor okura. Büyük Konstantin’in 296 yılından başlayarak öldüğü 337 yılına kadar olan süredeki yaşamını, savaşlarını, aşklarını, zaaflarını, güçlü yanlarını, korkularını, pişmanlıklarını anlatıyor. Bir de bakıyorsunuz arkeoloji müzelerinde mermer büst olarak görmeye alışık olduğumuz Konstantin uzun boyu, geniş omuzları, ince beli, elâ gözleri ve uzun sarı saçlarıyla yanımıza gelivermiş.

Gelelim kitabın isminde yer alan kadınlara… Helena, Konstantin’in annesi. Tarih sayfalarında Helena’nın izini sürenler iki önemli özelliğiyle karşılaşıyor ki bu özellikler Radi Dikici’nin romanında da işlenmiş:

İlki, Helena genç yaşlarından itibaren inançlı bir Hıristiyan. Oğlunu da etkilemiş olması tartışılmaz.

İkincisi ise hayli ilginç: Helena, dünya tarihinin en önemli arkeolojik başarısına imza atmış. İsa Peygamber’in çarmıha gerildiği Kutsal Haç’ı Kudüs’te bulan kişi o.

Fausta ise Konstantin’in ikinci eşi. Ona üç erkek, iki kız çocuk veren ve İmparator tarafından hep çok sevilen güzel bir kadın. Ancak saray entrikaları o çağda da hayatları etkiliyordu elbette. Fausta’nın hırsına yenik düşüp çevirdiği entrikayı burada yazacak değilim elbette, meraklı okurun hevesi kursağında kalmasın. Ancak onun çevirdiği entrikanın sonuçlarının İmparator Konstantin’in hayatını altüst ettiğini not düşmeliyim.

İki kadın da İmparator Konstantin’in hayatında büyük rol oynuyorlar.

Büyük Konstantin, Helena ve Fausta” Dikici’nin M.S. 296-565 yıllarını kapsayan üçlemesinin ikinci kitabı. Konstantin ile ilgili yazılmış ilk roman. Üçlemenin ilk kitabı “Theodora” idi ve onda da İstanbul’un tarihinden izler görüyorduk.

BÜTÜN YOLLAR İSTANBUL’A ÇIKAR

“Ben bu romanda ne bulacağım?”diye soran okura birkaç cümleyle yanıt verelim: Roma İmparatorluğu’nun en muhteşem dönemini, bu dönemdeki siyasi çekişmeleri, 325 yılında toplanan İznik (Nikaea) Konsili ile Hıristiyanlığın esaslarının nasıl tespit edildiğini. Ve bütün yolların Roma’ya (yani Yeni Roma’ya, yani Konstantinopol’e, yani İstanbul’a) çıktığını, büyük aşkları, imparatorun gizli ilişkilerini, suikastları, ihanetleri.

Ve belki de Sultanahmet’teki Çemberlitaş’ı gördüğünde ya da Aya İrini’yi ziyaretinde gerçekte İstanbul’un kuruluş günlerinden kalan eserlere baktığını hatırlayacaktır.

Bugünkü Fatih Camii’nin yerinde yine Konstantin tarafından yaptırılan Kutsal Havariler Kilisesi olduğunu, bugün sadece Hipodromun dış duvarının kaldığını öğrenecektir.

En önemlisi İstanbul’u bir kez daha sevecektir.

Fügen Ünal ŞEN

fugens@gmail.com

( Bu yazı 08 Ağustos 2011 Salı günü – www.fugenunalsen.wordpress.com’da ve Akşam Gazetesi Kitap Eki’nde yayınlanmıştır.)

Yorum Yapmasam Olmaz :)